Temmuz 23, 2012

Urfa'nın kaçırılan mozaikleri

Aktüel Arkeoloji Dergisi Anadolu’nun en önemli mozaikleri olan Edessa Mozaikleri’nin yağmalanma ve yurt dışına kaçırılmalarının hikayesini anlatarak, eserlerin geri getirilmesi için bir kampanya başlattı. Aktüel Arkeoloji Dergisi tarafından başlatılan kampanya, Dallas Müzesi’ne kaçak yollarla götürülen eserlerin iadesine yönelik önemli bir girişim.


Dergi tarafından hazırlanan bir eserlerin aidesinin talep edildiği İngilizce hazırlanmış dilekçe, derginin web sitesi aktuelarkeoloji.com.tr adresinden kopyalanarak Dallas Müzesi yöneticilerine gönderilmesi şeklinde yürütülüyor. Anadolu Uygarlıklarına ait olan eserlerin kendi topraklarında olmasını gerektiğini düşünen yerli yabancı herkesin katıldığı kampanyaya ilgi her gecen gün artarak devam ediyor. Bu şekilde Aktüel Arkeoloji Dergisi herkesi kampanyaya davet ediyor.

Bugünkü Şanlıurfa’nin Hellenistik Dönem’de Seleukos yönetimi sırasında aldığı ve uzun süre kullandığı isim olan Edessa, Geç Roma bağımsız olarak bir krallığa dönüşür. Edessa’da Krallık Dönemi hanedanlığı, şehrin kendi özgünlüğü içinde bir yaşayış tarzının önünü açar. Bu yöresellik sanatta da kendini gösterir. Özellikle mozaik sanatı da bu çerçevede Edessa’da farklı bir şekilde, özgün bir anlayışla ortaya konur. Edessa mozaikleri dönemin teknik özellikleri çerçevesinde şehrin mozaik ustaları tarafından yerel bir dille yorumlanmıştır. Edessa şehrine özgü, Estrangelo Süryanice denen Aramice’nin farklı bir diyalektiği ile yazılmış yazıt örneklerinin yer aldığı mozaikler, yerel kültür öğelerinin ve aile ilişkilerinin anlatıldığı eserler olarak bir başka benzerleri yoktur.

Hemen hemen hepsi mezarlarda ele gecen bu mozaikler, şehrin kuzey, batı ve güneyinde yer alan nekropol alanlarında yer alır. Bugün Edessa’nın mezarlık alanları büyük oranda evlerin altında kalmasına rağmen kimi noktalarda bu mezarlara ait örnekleri görmek mümkündür. Mezarlar doğal kayalara oyularak oluşturulmuştur. İçlerinde arkosolium denen nişlere ölüler konmakta ve zemin mozaik ile kaplanmaktadır.

Edessa Mozaiklerinin yeni dönem hikayeleri ise 1950 yıllarda yeniden keşfedilmesi ile başlıyor. Keşfedildikten sonra bilim dünyasına sunulan mozaikler büyük bir hızla yağmalanıyor ve dünyanın her yerine dağılıyor. Bir kısım mozaikler İstanbul’da kaçakçılar tarafından satılmak üzereyken el konuluyor ve Aya İrini Müzesinde korunmaya alınıyor. Fakat eserler bir türlü gerçek yerlerine Urfa’ya dönmüyor.

EDESSA MOZAİKLERİNİN HİKAYESİ


1950’li yıllarda J. B. Segal’in Edessa mozaiklerini keşfetmeye başlaması ve bulduğu örneklerin özellikle yazıtlarını çözerek yayınlamasından sonra, Şanlıurfa’nın mezarları adeta talan edilmeye başlanır.Hızla yağmalanan mezarların en nadide eserleri olan mozaikler hırsızlar tarafından göz göre göre sökülerek kısım kısım yurtdışına, kolleksiyonerlere satılmak üzere yollara çıkarılır. İşte bu çalınma öykülerinden birinde hırsızlar İstanbul’da yakalanmış ve parçalara bölerek sandıklara koydukları mozaikler ele geçmiştir. Bu mozaik parçaları 23.05.1980 tarihinde Aya Sofya Müzesi’ne konmuş daha sonrada Aya İrini Kilisesi’ne taşınmıştır. Burada toplam beş parça mozaiğin dördü ikişerli olarak aynı bütünün parçalarıdır. Bunların içinde J.B. Segal’in 1956 yılında tespit edip yayınladığı ve “Üçayak Mozaiği” olarak adlandırdığı Edessa’nın en bilinen mozaiklerinden birine ait iki parça yer alır. Diğer iki parça ise gerek Edessa’da gerekse o dönemde Kuzey Suriye yerleşimlerinde, özellikle de Palmyra’da çok sık işlenen bir konu olarak Cenaze Şöleni ikonografisi içeren bir döşemeyi tamamlamaktadır. Bunlar dışında Türkiye Müzelerinde başka Edessa Mozaiği yoktur.

Ancak yukarıda bahsedilen yağmalanma realitesi sonucunda yurtdışındaki müzelerde ve ancak bir kısmını bilebildiğimiz örnekleriyle, yabancı kolleksiyonerlerin elinde bulunan birçok Edessa mozaiği bulunmaktadır. Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa gibi ülkelerin kimi seçkin müzelerinde Edessa mozaiklerine ait örnekler görmek mümkündür. Yurtdışındaki örnekler içerisinde en dikkat çekeni bugün Dallas müzesinde sergilenen Orpheus Mozaiğidir. Bu mozaiğin yurtdışına kaçırılma tarihine baktığımızda, günümüze oldukça yakın bir zamana tanık olmaktayız. Şanlıurfa’nın Kalkan Mahallesinde tespit edilen bu mozaik çok kısa bir süre içinde hızla sökülerek yurtdışına çıkarılmıştır. Dallas Müzesindeki Orpheus Mozaiği şehirde ele geçmiş ikinci bir Orpheus mozaiği olmasının yanında, üzerindeki sanatçı imzasıyla ayrıca önemlidir. Üzerindeki yazıtlarda yer alan tarihine göre de tarihi kesin en erken Edessa Mozaiğidir (MS 194). Sonuç itibarı ile Yurtdışındaki kolleksiyonerlerin elinde bulunan örneklerde hesaba katıldığında “Edessa Mozaik Müzesi” olarak düşünülebilecek bir alanı dolduracak kadar Edessa Mozaiği etrafa dağılmış durumdadır diyebiliriz. (Aktüel Arkeoloji Dergisi)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder