İzmir Torbalı ilçesinde 20 yıldır devam eden Metropolis kazılarının bu yılki çalışmasında, kadınların süslenme merakının yüz yıllar öncesine dayandığına ilişkin bulgular elde edildi. Çalışmalar neticesinde ortaya çıkarılan binlerce yıllık yeni buluntularla Metropolis, tarihe ışık tutmaya devam ediyor. Kazılara başlandığı günden bu yana ilk kez bozulmamış bir mezara ulaşan kazı ekibi, mezarda bulunan ve 25 yaşlarında genç bir kadına ait olduğu belirlenen iskeletle farklı bir heyecan yaşadı. İskeletin etrafında bulunan ve M.Ö. 150'li yıllara ait 30'dan fazla koku şişesi, takı, iskeletin baş ve ayak ucundaki bronz aynalar, kadınların yüzyıllar öncesinde de süslenmeye ne kadar önem verdiğini bir kez daha ortaya çıkardı. Kazı çalışmalarını değerlendiren Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Serdar Aybek, 2009 yılı çalışmalarının, Roma hamamı olarak adlandırılan yapının güneyinde sürdürüldüğünü belirtti. Daha önce yaptıkları magnetik yüzey araştırmalarında tespit ettikleri yeni yapı alanındaki çalışmaları hızlandırdıklarını dile getiren Aybek, şöyle devam etti: ''Sondajımız çok olumlu sonuçlandı ve Palesta dediğimiz yapı ortaya çıkmaya başladı. Burası 40x40 metre, kare planlı bir yapı. Dış tarafında 6 metre genişliğinde mozaik yürüyüş alanı var ve iç kısımlarda mermer döşemeler bulunuyor. Palesta denen yer genel olarak Roma döneminde, Roma hamamının devamında yer alan, sportif faaliyetlerin gerçekleştirildiği alan olarak kabul ediliyor. Biz bu genişlikte bir yapıya ulaşınca, burada yoğunlaştık. Metropolis'in ölçeğini değiştirecek bir alan kazandırdığımızı düşünüyoruz. Çünkü Metropolis'in daha küçük ölçekli bir taşra kenti olarak anıldığını biliyoruz. Metropolis, bu çalışmalarla, bu yapıyla birlikte umulandan çok daha büyük bir kent kimliğine kavuşacak.'' Aybek, kent sınırlarının tam olarak tespit edilemediğini, bu yüzden büyüklüğüne ilişkin bir değerlendirme yapmanın mümkün olamayacağını belirterek, ''Metropolis'in ancak onda iki ya da üçlük kısmının kazıldığını söyleyebiliriz. Yani önümüzde daha çok iş olduğunu biliyoruz'' dedi. Yapılan çalışmalar sırasında bir çeşme ve Roma dönemine ait bir evin ortaya çıkarıldığını, bunun kendilerine Efes'teki mahalle gibi yer düşündürdüğünü anlatan Aybek, ancak bu evin etrafındaki çalışmalardan sağlıklı sonuçlar elde edilemediğini, bu yöndeki çalışmaların zamanla geliştirileceğini aktardı. KAZILARDAKİ SÜRPRİZ BULUNTULAR TARİHE IŞIK TUTTU Kazı ekibinde bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Aygün Ekin Meriç de bu yılki kazılarda sürpriz buluntularla karşılaştıklarını, bunlardan birinin de kendilerini çok heyecanlandıran bir mezar olduğunu aktardı. ''Roma dönemi kazıları sırasında bir kapakla karşılaştık. Kapağı kaldırdığımızda, formundan M.Ö. 150'li yıllara ait olduğunu anladığımız bir koku şişesiyle karşılaştık'' diyen Meriç, bunun, o dönem mezarlarda sıklıkla kullanılan objelerden biri olduğunu belirtti. Dr. Meriç. sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu obje, bizim kapağın altında bir mezar olduğundan şüphelenmemize neden oldu. Kazdıkça iskelet parçalarına ve etrafını çevreleyen onlarca koku şişesine ulaştık. O döneme ait olan ve hiç bozulmadan günümüze kadar gelen bu mezar bizi çok heyecanlandırdı. Bu mezar üzerinde daha önce yaşanmış, Roma döneminde üzerine ev yapılmış. Ama şans eseri hiç zarar görmemiş, tamamen mezarı gözden kaçırmışlar.'' İskeletin ayak ve baş çevresinde bronz aynalar, bir çift küpe ve pullar bulduklarını aktaran Meriç, bu bulgulardan, iskeletin 25 yaşlarında genç bir kadına ait olduğunun tahmin edildiğini anlattı. Meriç, ''Muhtemelen bu kişi, etrafındaki buluntulardan da anlaşıldığı üzere Metropolis'in varlıklı ailelerinden birine mensuptu. Etrafındaki bu eşyalar da kadının süslenme merakının yüzyıllar öncesine dayandığını bize gösteriyor'' dedi. Mezardaki heyecan verici buluntulardan birinin de iskeletin ayak ve baş kısmında bulunan kalem şeklinde, üzeri yivlendirilmiş kemik bir obje olduğunu belirten Meriç, yapılan araştırmalar çerçevesinde bu objenin o dönemde sıklıkla kullanılan yün eğirme aleti olduğunu belirlediklerini kaydetti. ANA TANRIÇA KENTİ METROPOLİS Verilen bilgiye göre, geçmişi tarih öncesi çağlara dayanan fakat planlı bir kent olarak günümüzden yaklaşık 2 bin 300 yıl önce kurulan Metropolis, varlığını Anadolu'daki ilk Türk Beyliklerine kadar sürdürdü. İzmir'in Torbalı ilçesinin Yeniköy ve Özbey köyleri arasında bir tepenin üzerinde yer alan Metropolis, ''Ana Tanrıça Kenti'' anlamına geliyor. Temmuz 2009 tarihi itibariyle kazının ilk yıllarından itibaren kaydedilen küçük eser sayısı 9 bin 559'a ulaştı. Eserler Efes Müzesi'ne ve İzmir Arkeoloji Müzesi'ne teslim edildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder