Van Kalesi'nin arkasındaki eski kent merkezinde yapılan arkeolojik kazılarda, 1900'lü yıllarda Ermeni ve Müslüman halkın ortak kullandığı yapılar ortaya çıkarıldı. Eski Van şehrinde kazı çalışmalarını yürüten Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şahabettin Öztürk, bu kazı çalışmasının bölge için büyük önem taşıdığını söyledi. Bölgenin 1915 yılından bu yana toprak altında kaldığını ifade eden Öztürk, "Söz konusu alanda 40 gündür arkeolojik bir kazı gerçekleştirmekteyiz.
Yapının büyük bölümü ortaya çıkmış durumda. Bu yapı en kısa zamanda ilgili projeleri hazırlanarak, Hüsrev Paşa Külliyesini tamamlayıcı bir unsur olarak ortaya çıkarılacaktır" dedi. Yrd. Doç. Dr. Öztürk, eski şehrin, 13 mahalleden oluştuğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"O dönemde toplam nüfus 30 bindi. Bunun bir bölümü Ermeni yani Hristiyan vatandaşlardan oluşuyordu. Diğer bölümünü ise Müslüman halk oluşturuyordu. Burası hoşgörünün gerçekten yaşandığı bir kent. Kuşkusuz bu yapıların tümü farklı inançlara sahip insanlar tarafından da kullanıldı. Kaya Çelebi Camisi’ne 20 metrelik mesafede, bir kilisenin veya ortak kullanılan çifte hanların ortaya çıkarılması, buradaki hoşgörünün çok önemli belirtisi olarak karşımıza çıkıyor." Yapılan çalışmalarda Müslüman ve Ermeniler’in ortak hanların bulunduğunu bildiren Yrd. Doç. Dr. Öztürk, "O dönemlerdeki tarihi kaynaklara baktığımızda herhangi bir ayrımcılığın olmadığını görüyoruz. Böyle bir ayrımın olmadığını geçmiş tarihler, yabancı seyyahların tuttuğu notlar ve fotoğraflar net bir şekilde göstermektedir."
Yrd. Doç. Dr. Öztürk, yapılan kazı çalışmalarının ardından gün yüzüne çıkarılan yapıların restore edilerek turizme kazandırılacağını ve koruma altına alınacağını vurguladı.
"O dönemde toplam nüfus 30 bindi. Bunun bir bölümü Ermeni yani Hristiyan vatandaşlardan oluşuyordu. Diğer bölümünü ise Müslüman halk oluşturuyordu. Burası hoşgörünün gerçekten yaşandığı bir kent. Kuşkusuz bu yapıların tümü farklı inançlara sahip insanlar tarafından da kullanıldı. Kaya Çelebi Camisi’ne 20 metrelik mesafede, bir kilisenin veya ortak kullanılan çifte hanların ortaya çıkarılması, buradaki hoşgörünün çok önemli belirtisi olarak karşımıza çıkıyor." Yapılan çalışmalarda Müslüman ve Ermeniler’in ortak hanların bulunduğunu bildiren Yrd. Doç. Dr. Öztürk, "O dönemlerdeki tarihi kaynaklara baktığımızda herhangi bir ayrımcılığın olmadığını görüyoruz. Böyle bir ayrımın olmadığını geçmiş tarihler, yabancı seyyahların tuttuğu notlar ve fotoğraflar net bir şekilde göstermektedir."
Yrd. Doç. Dr. Öztürk, yapılan kazı çalışmalarının ardından gün yüzüne çıkarılan yapıların restore edilerek turizme kazandırılacağını ve koruma altına alınacağını vurguladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder